100. yılında KOP savunması panel ve çalıştayı için Bayburt Üniversitesi’nin davetlisi olarak Gebze’den çok uzaklarda olmama rağmen, Gebze’nin gündemini yakından takip ediyorum. Hünkar Çayırı’nın özelleştirme idaresi tarafından satışa çıkartılması konusunda Milletvekili Tahsin Tarhan’ın açıklamalarını medyadan takip ettim. Aslında diğer milletvekilleri de olaya tavır koymalı ve müdahil olmalı. Başta AK Parti’li vekillerimiz ve Kocaeli siyaseti Gebze’de başta Hünkar Çayırı olmak üzere diğer kamu arazilerinin satışına, imar değişikliklerine dur diyerek Gebze’nin haraç mezat birileri tarafından satışını engellemelidir.
Bir haftadır Doğu Karadeniz bölgesindeyim. Giresun, Gümüşhane, Bayburt ve Trabzon bölgesinde belgesel çekimlerimizi sürdürürken, bu illerimizin tarih, kültür ve doğal güzelliklerine sahip olduklarını görünce, Gebze ve Kocaeli bölgesi adına üzüntü duyuyorum. Bu illerimiz gibi tarih ve kültür değerlerimize sahip çıkmalıyız.
Tarih ve kültür önemlidir. Geçmişimize sahip çıkmalı, geçmişte yaşanan olaylardan ders ve ibret alarak geleceğimize yön vermeliyiz. Gebze bölgesinin tarih ve kültürümüzde önemli bir yeri vardır. Bugün Gebze bölgesinde tarihi öneme sahip birçok yer ve eser bulunmakta. Fakat biz bu eserlere yeteri kadar sahip çıkamıyor, bu eserleri koruyamıyoruz.
Bu eserlerden bir tanesi de Gebze’de bulunan Hünkar Çayırı’dır. İstanbul’un fatihi Fatih Sultan Mehmet Han, 1491 yılında sefere çıkar. O dönem Çayırova’ya bağlı olan Hünkar Çayırı’nda hastalanınca burada kalır. Hekimlerin tüm müdahalesine rağmen burada vefat eden Fatih Sultan Mehmet Han’ın vefatı üzerinde halen çözülememiş bir sır vardır. Hünkar Çayırı bu nedenle çok önemlidir. Çayırova’nın ismi de Hünkar Çayırı’ndan gelmektedir.
35 yıl önce gazeteciliğe Gebze’de başladığımda TRT – Anadolu Ajansı’na muhabirlik yapıyordum. O dönem TRT benden Hünkar Çayırı ile ilgili bilgi almak istedi. Hünkar Çayırı’nı ilk kez o zaman görmüş, yerin önemini ilk kez o zaman anlamıştım. Aradan geçen yıllar içerisinde Hünkar Çayırı ile ilgili birçok makale ve belgesel çalışması yaparak kamuoyu ile paylaştık. Her platformda Hünkar Çayırı’nın Fatih’e yakışır bir şekilde düzenlenmesi gerektiğini dile getirdik. Fakat Fatih, şanına yakışır bir şekilde ilk kez Gebze Belediyesi tarafından dönemin Dış İşleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun da katılımı ile düzenlenen etkinlikte anıldı.
Bugün Kocaeli’de yaşayan birçok yetkili ve yönetici Hünkar Çayırı’nı bilmiyor. Kocaeli’de yaşayanlar Fatih Sultan Mehmet Han’ın burada vefat ettiğinden ve yerin ne kadar önemli bir yer olduğundan habersiz. Bizler geçmişimize vefa borcumuzu bir nebzede olsa ödeyebilmek için burası ile ilgili birçok çalışmaya imza attık. Son olarak Devlet Malzeme Ofisi tarafından Özelleştirme İdaresi aracılığı ile Hünkar Çayırı’nın satışa çıkartılması haberini gündeme getirdik. Konu Türkiye gündeminde büyük yankı uyandırdı. Birçok ulusal ve yerel medya konuyu gündeme taşıyarak Hünkar Çayırı’nın satılmaması gerektiğini savundu.
HÜNKÂR ÇAYIRI TBMM GÜNDEMİNDE
Cumhuriyet Halk Partisi’nden milletvekili seçilen ve Gebze bölgesini TBMM’de temsil eden değerli dostum Sayın Tahsin Tarhan konuyu TBMM gündemine taşımıştı. Sayın Tarhan, daha sonra Gebze’ye gelerek Hünkar Çayırı’nda önemli bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Gazetemizin manşetinde yer alan haberi özetle sizlerle paylaşmak istiyorum.
TARİHE İHANET!
Özelleştirme İdaresi tarafından satışa çıkarılan Hünkar Çayırı ile ilgili CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan tepki gösterdi. Yerin Büyükşehir’e tahsisini isteyen Tarhan, “Hünkar Çayırı’nı satmak tarihe ihanettir.” dedi. CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın satışa çıkardığı Hünkar Çayırı’nda basın açıklaması yaptı. Tarhan, İlçe Başkanları, Meclis Üyeleri ve Parti yöneticileriyle beraber Hünkar Çayırı’na giderek, satışın ihanet olduğunu söyledi. “Hünkar Çayırı halkın malıdır, satılamaz”diyen Tarhan, tarihi mekanın Kocaeli Büyükşehir’e devrini istedi.
TARHAN’DAN SORULAR
Hünkar Çayırı'nın Devlet Malzeme Ofisi'nde olan mülkiyet hakkının Özelleştirme İdaresi'ne nasıl geçtiğini soran Tarhan, 1'nci derece SİT alanı olan Hünkar Çayırı’nın satışına sert tepki, gösterdi. Konuyu TBMM’de gündeme getirdiğini hatırlatan Tarhan, “Tarihi açıdan bu kadar değerli bir alanın talanına göz yumulmaması için Kültür ve Turizm Bakanı'nı da sürece müdahil olmaya çağırdım. Hünkar Çayırı'nın mülkiyeti Devlet Malzeme Ofisi'ne ne zaman geçmiştir, DMO'dan sonra bu alan Özelleştirme İdaresi'ne me zaman ve nasıl geçmiştir, Yasalara göre mutlak koruma alanı içinde olan Hünkar Çayırı nasıl oluyor da satışa çıkarılabiliyor, "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu nasıl oluyor da 1'nci derece SİT alanı olan yani mutlak koruma alanı içinde olan Hünkar Çayırı'nın satışına sessiz kalıyor?"diye sordu.
HÜNKÂR ÇAYIRI’NIN SATILMASI İHANETTİR
Hükümetin Körfez’de yapılan Köprüye Osman Gazi isminin verirken, Fatih’in vefat ettiği yerin satılmasının samimiyetsizlik olduğuna dikkati çeken, yeşil alanların satılarak bölgenin nefes alacak yerini kalmadığını öne süren Tarhan, “Üstelik burada sözü edilen tarihi ve kültürel mirasımızdır Hünkar Çayırı halkındır ve halkın kalmalıdır. Bizim geçmişimize, çocuklarımızın geleceğine ve bu kente karşı sorumluluklarımız var. Kocaeli halkı burayı kaybetmemelidir. Hünkar Çayırı'nın satılması hem tarihe, hem de doğaya ihanettir. Bu ihanete karşı birlikte verilecek mücadele pek çok yanlışı durdurabilir" dedi.
BÜYÜKŞEHİR'E DEVREDİLMELİ
Tahsin Tarhan, 31 Aralık 2020 tarihine kadar özelleştirilmesi tamamlanması istenen Hünkar Çayırı'na ilişkin kararın geri çekilmesi için hukuki yollara başvurmanın çözüm olmayacağını, Bakanlar Kurulu kararı ile kararın geri alınabileceğini kaydetti. Hünkar Çayırı'nın Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'ne devredilmesi gerektiğini savunan Tahsin Tarhan bunu hem yerel yönetimlerin güçlenmesi hem de ilgili alanda alınacak kararların yerelde takibi için savunduğunu dile getirdi.
Evet, sonuç olarak Tahsin beyin açıklaması önemli. Hünkar Çayırı’nın Fatih’in şanına yakışır bir şekilde düzenlenmesi, satış kararından vazgeçilmesi ve burada uluslararası çapta anma etkinlikleri düzenlenmelidir. Peygamber Efendimizin hadisine mazhar olan Fatih Sultan Mehmet Han’a vefa borcumuzu bu şekilde ödemeliyiz. Bu konuda başta tarihe oldukça önem veren Başbakanımız Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu olmak üzere, bakanlara, milletvekillerine, tüm etkili ve yetkili yöneticilere tarihi görev düşüyor. Hünkar Çayırı’nın bundan sonra hak ettiği değeri göreceğine ve Fatih’in şanına yakışır bir şekilde düzenleneceğine inanıyorum.