Başbakan ve yakın çevresine ilişkin ses kayıtları... Konuşmaların içeriğine değil, elde edilişine gösterilen tepkiler...
Demokrasilerde koltuklar misafir koltuklarıdır. Koltuğa oturanlar kendilerini kalıcı göstermekte ısrar ettikçe, ev sahibi halkı rahatsız ederler. Demokrasiyi içselleştirmiş siyasetçi, koltuğu sahiplenmeyi aklından bile geçirmez.
Siyasetçi diye ortalıkta dolaşanların kaç katı, çok daha nitelikli insanımız var; hiç merak etmiyor musunuz?
Türkiye Pitcaim, Cocos veya Vatikan değil; şu günlerde 77 milyon toplam nüfusa ve 7 milyon fakülte ve yüksekokul mezununa ulaşan bir ülke. Üstelik, en az 750 bini de işsiz.
52 milyon 695 bin 831 seçmen, 30 Mart’ta oy kullanacak.
Biga’da 84 bin insanız ve dünyanın 40 ülkesinden daha kalabalığız. 64 bin 617’miz il genel meclisi, 33 bin 75’imiz de Biga Belediyesi yönetimini seçme hakkını kullanacak.
İddia ediyorum, yaklaşık 2 bin 500 üniversite mezunu olan Biga’dan, Türkiye’yi bugünkülerden daha iyi yönetecek siyasetçiler çıkar.
Daha da ilerisi...
Erdoğan’a beş çekecek, bizim mahallede en az 50 insan var.
Tapılası adaylar yok; çünkü toplumun en nitelikli insanları, siyasetin kirlenmişliğinden kaçınıyor.
Bu çirkin siyaset için, insanımız boşu boşuna birbirini düşman bellemesin diye uyarıyorum.
Evet! Komşunuzla, hemşehrinizle kavga etmenize değer siyasal lider yok ortalıkta. Çıkması da çok zor.
Sebebi nedir biliyor musunuz?
Türkiye bir üretim ülkesi değil.
Türkiye kendi içinde, komşularıyla ve dünya ile barışık bir ülke değil; dolayısıyle bir ticaret ülkesi de değil.
Peki...
Türkiye ne ülkesi?
Rant Ülkesi!
Siyasetçinin derdi de rant!
En taze örneği vereyim.
Forbes Dergisi her yıl olduğu gibi Türkiye’nin en zengin isimlerini yeniden belirledi. Son bir yılda zenginleşenler yalnızca gayrimenkulcüler. Sanayicilerin, yani üretime ve istihdama odaklananların kayıpları büyük.
Bu uyuşturucunun adı: Kentleşme!
TOKİ eliyle zengin edilenlere bakınız. Son yıllarda yüzde 60 arsa payı değerdeki yerler, yüzde 30 payla nasıl peşkeş çekildi biliyor musunuz?
Başınızı bir kaldırın, elini eteğini öptüklerinize bakın. Sonra dönüp, kirli siyasetin sizi hemşehrinize, komşunuza ve hatta ailenize nasıl düşman ettiğini bir düşünün.
Etme sağdıç, yapma aretlik!
Bu rantçılar, kendi atadıklarını size seçtirtip, bir de biad ettirdiler.
Uyanın bu uykudan. Yarın aynaya bakıp kendinizi tanıyamayacaksınız.