Yıl 2012, biz bu zerafet anlamındaki Mercedes’in otobüslerine tırıvırı gibi bir model adı ekleyip şehirlerarası yollarımıza dolmuş diye salmışız.
Biga’dan Ankara’ya gece yolculuğu yaparak gittim. Yolculuk sorunsuz ve iyiydi, ne otobüsün markası ve ne de modeline bakmak aklıma bile gelmedi. Bir iki büyük merkezde yolcu indirip bindirdi, güzel bir mola yerinde durdu, otobüs içinde hizmet kusursuz...
Dönüşte uçak biletim vardı ama bir an önce dönmek için bileti yakıp memnun kaldığım Kamil Koç ile dönmeyi seçtim. AŞTİ-Ankara Şehirlerarası Terminal İşletmesi’nde Kamil Koç gişesinden saat 12:00'de kalkacak otobüse biletimi aldım. Cam kenarı 20 numaralı koltuk.
Otobüs 11:45'de geldi, host valizimi bagaja yerleştirdi, kibarca fişi verdi. Ben de gittim koltuğuma oturdum. 12:00 haberlerini Mercedes markalı mini televizyondan izleyecektim.
O da ne? Cihaz çalışmıyor! Kalktım genç hostu uyardım “İstersen gişeye gideyim sorunun çözülmesini isteyeyim” dedim. “Otobana çıkmadan açmıyoruz. Sorun yok” dedi.
Saat 13:00 haberlerini izlerim dedim, döndüm yerime oturdum.
Otobüs yola çıktı, yarım saat sonra yanımdaki koltuğun televizyonu açıldı, benimkinde “tık” yok!
Tık yok ama “tık” ın feriştahı var! Bir kapı gıcırtısı başladı ki, susmak bilmiyor. Kapı dediysem, İmdat Kapısı!
Sağımda koskoca bir cam ve üzerinde öyle yazıyor. Kolay açılsın diye olacak, gevşek monte etmiş olmalılar ki, camdan geliyor ses.
Tepemdeki hostu davet eden düğmeye bastım ve genç hemen geldi, Allah’ı var. Televizyonu gösterdim...
-Çok üzgünüm, kapatıp açtırdım ama sizinki arızalıymış. Arkada boş bir yer var isterseniz oraya geçin.
O sırada arkadan bir başka yolcu konuşmamızı duymuş olacak ki:
Üç beş çalışmayan daha varmış, yalnız veya şanssız değilmişim demek ki...
Çin malı Mercedes olmalı diye düşündüm, yoksa “otobüsümüz çok yeni” diyen genç host, yalan söyleyecek biri gibi görünmüyor.
Saati 2 lira 80 kuruşa ve kesintisiz 20 saat çalıştırılan bir tek hosta yaslanan zerafet yüklü Mars ile 100. yıl 2026'da nereye çıkılır acaba?
İlk ilçede garaja girdik. İkinci ilçede, ilk ilde, ilin içinde duraklarda, yeniden bir ilçede, bir diğerinde... Sanki yalnızca Gönen ilçesi unutulmuştu güzergahta. Kariyer.net’ten afilli cv’li masa başı profesyonelleri, en kısa sürede Gönen ile yol üzerinde, hatta yola yakın tüm köyleri de durak planlamasına eklemeli. Durakları sanıldığı gibi şoförler belirlemiyor çünkü...
Gece yolculuğunun hayat öpücüğü mola yerlerinde durmayı ve durmamayı da, Kamil Koç’un merkezindeki okumuş çocuklar planlıyorlarmış. Gece durulan mola yerleri, gündüz yasak!
E işiyeceğiz bre, böbrekler çalışıyor.
Gaz da mı çıkar mayacağız yani?
Bir koltukta 10 saat, gıcırtı eşliğinde kıvranarak oturtulmak eğer işkence değilse, asla hizmet de değildir!
Arada bir burnuma kokular geliyor, az kaldı biri altına eder, bekliyorum...
Bursa garajında hostu bilgilendirip koşa koşa garajda bulduğum bir yerde sorunumu çözdüm, ama yaşlı kadınlar, küçük çocuklar var yolcular arasında.
-Bir an önce yola çık da eve yetişelim.
Tüketici haklarının yeniden düzenlenme günlerinde ben bir müşteriyim. Yazıhaneler ve hostlardan hiç şikayetim yok, aksine onların yüzü suyu hürmetine var olan Mercedes Benz’i, Kamil Koç’u ve Ulaştırma Bakanlığı’nı uyarıyorum.
Şikayetim sizden, sözüm size!