12 Haziran 2011 genel seçimleri ortamına girerken, açık biçimde tavrımı özetlemiş; “Bu seçimlerde adaylar önemli!” diye yazmıştım.
Bigazete, yıllar önce yayına ilk başladığında açıkladığımız ilkelerimize uygun biçimde...
“Bigazete Biga’nın gazetesidir. Yüzde 50 gazetecilik ve yüzde 50 Bigalılık yapacaktır.”
Elbette mikro milliyetçilik değildi derdimiz, yayın politikamızı karikatürize etmek için böyle açıklamıştık. Anlayan da anlamıştı...
Çok şükür, kimi beklediğimiz yerlerden, kimi yanıbaşımızdan gelen haksız, önyargılı tepkiler, baskılar ve hatta ofisimizi basmaya varan teröre karşın, çizgimiz değişmedi.
Şimdi sizlerle, genel seçimlerle ilgili tavrımı açık açık paylaşmak istiyorum. Bigazete de, yayın yönetmeni olark ben de kimseyi yanıltmadık, aldatmadık, maddi çıkarlar için meslek etiğinden asla uzaklaşmadık. Ne öğrenmişsek, nasıl bakmışsak, öyle sunduk.
AKP ve aday adaylarına bakışım:
Benim AKP’ye bakışım ile, onu Biga’da birinci parti yapan Bigalı Ak Partililer arasında temel farklar var. Adını aynı kullanmıyoruz, çünkü bana göre AKP siyasi bir çizginin partisi değil, 12 Eylül Darbesi ile başlayan küresel güç ABD’nin Türkiye’ye dayattığı bir siyasal kurumdur. Siyasi partiden çok şahıs şirketine benzemektedir. Patronu vardır. O seçer, o belirler, o karar verir, o kunuşur. Ona uyum sağlayan var olur, sağlamayan dışlanır.
Siyaseti ideolojik bir alan; bilimlerin ve sanatların en önemlisi saydığımız için, siyasal partileri de bu anlamda değerlendiriyoruz.
AKP’nin bir ideolojisi yani siyasal düşüncesi yoktur. Muhafazakarlık, liberallik, sosyal devlet, inançlar, etnik kimlikler, demokrasi onun için kullanılacak birer araçtır; emperylist-kapitalist dünya düzenini sürdürmek esastır.
Günlük yaşamı içinde debelenip duran halkın, siyasete bir bilim ve sanat olarak yaklaşıp, bilinçle tavır almasını bekleme hakkım yok. Siyasal partilerin hiçbirinde parti içi demokrasi yokken, AKP’ye belli bir dönem oy ve gönül vermiş insanlara haksızlık etmek istemem.
Bilinmeli ki; hiçbir partinin, hiçbir aday adayı ile Bigazete’nin maddi çıkar bağı yoktur, beklentisi de yoktur. Bunun en açık belgesi, 2007 Genel Seçimleri ve 2009 Yerel Seçimleri sürecinde, böyle bir ilişki yaşamamasıdır.
AKP miletvekili aday listesinde 1. sırasında temsil açısından bir Bigalı adayın yer alması temsil açısından gerçekçidir. AKP’nin Çanakkale ilindeki oy deposu, çünkü Biga’dır.
AKP’nin kendini sunduğu biçimiyle bakarsak, en uygun isim Nazım Hikmet Keskiner’dir. Muhafazakardır, parti içi görevler üstlenmiştir, naziktir, yöre insanı ile iletişim kurabilir.
İlhami Tezcan, AKP milletvekilliği için bizce en uygun isimlerden biridir. AKP’yi de, sermaye kesimini de, küresel gücün ne olduğunu da, “Çanakkaleli nasıl yönetilir” i de çok iyi bilir. Bize göre listenin bir veya ikincisi olmalıdır.
İsmail Kaşdemir, siyaset için nitelikli bir genç; ancak bize göre adresi merkez sağ bir parti olmalıydı. Yol yakınken, adresine yönelmeli.
Mustafa Koroz, mevzuata uydurulmuş ama adil olmayan bir yöntemle, hak etmediği Anadolu Lisesi Müdürü yapılmış biridir. En azından Hak ve adalet dini olan İslam adına konuşmasını Allah’a havale ediyorum.
Celil Sert, siyaset sahnesinin bir aktörü olmaktan uzak bir isim. Geçelim.
Dereköy Muhtarı Recep Gözcan da oyunun figüranlarından biridir. Onu da geçelim.
Erdem Karan isimli genç ise, un fabrikasındaki işine iyi sarılmalı, ayakta kalması için ailesini durduk yerde sıkıntıya sokmamalıdır. Politika da ekonomi de, birazcık bilgi de ister çünkü...
Diğer AKP aday adaylarıiçinde en azından dikkat çekenleri şöyle değerlendirebiliriz.
Bayramiçli aday adayı avukat Canan Sarı nitelikli bir görüntü veriyor. Her ne kadar AKP yerel yöneticileri “Nasılsa listeye giremez” diye bazı isimlere temayül yoklamasında bilerek oy verdilerse de, Canan Sarı’nın aldığı rekor oyun bir anlamı olmalı.
Son günlerde Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın AKP genel merkezince Çanakkale sıralamasının tepesine konacağı iddiaları var. Bu söylentiyi “duble yol” kepazeliği yaşayan Çanakkaleli seçmenle dalga geçmek en azından bir ironi olarak değerlendiriyorum.
Kale Grubu bu kez de AKP’li bir adayın arkasında herhalde duracaktır. İlhami Tezcan, Ahmet Yonar ve Hüseyin Yıldırım. Çanakale’deki dev şirketler arası rekabeti de açığa çıkaracak etkisini Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’nda da göreceğiz.
MHP ve aday adaylarına bakışım:
MHP’yi hep siyasal bir kadro hareketi olarak izledim. Türk milliyetçiliğine dayalı, ancak merkez sağ ile yakın teması olan bir çizgide. Doğal olarak parti ideolojisini hep ciddiye aldım, Türkiye’de ve yöremizdeki siyasetin önemli unsurlarından biri diye gördüm.
Bu bakış açısıyla, yıllardır MHP Biga İlçe Başkanlığı yapan Mehmet Ali Çetin’in Biga’dan çıkabilecek en gerçekçi MHP Milletvekili Adayı olduğunu belirtmeliyim.
Enver Koç sevilen bir isim ama yerel, genel her seçimde, her göreve aday olması, onun siyaseti meslek edinme isteğini ortaya çıkarıyor. Benim de eleştirim budur.
Cumhur Ersümer’i duyarken, geçtiğimiz günlerde yüzyüze görüştüğüm ancak verdiği işaret açık olmadığı için konduramadığım, Nevfel Şahin çıktı MHP torbasından. İdeolojik olarak MHP’ye benden bile daha uzak olan Şahin’in MHP adaylığı ilkeli değildir. DYP Milletvekili iken gerçekten Çanakkale’ye çok yararı olmuş bir ismin, milletvekilliğini meslek edinmiş olduğunu içim rahat söyleyebilirim. Türk demokrasisi ve siyasetinde eksikliği ile tüm dengeleri bozan merkez sağ siyasi partisi, belki MHP kontenjanından TBMM’ye girilerek yeniden ayağa kalkabilir. O zaman da, MHP’ye ve kadrolarına yazık değil midir?
CHP ve aday adaylarına bakışım:
Burada açıkça belirtmeliyim ki, ben bir sosyal demokratım. CHP de sosyal demokrat olduğunu iddia ediyor. Son mesajlarla hızla yaklaştığını kabul etsem de, henüz sosyal demokrat parti yapısından maalesef uzak. Okuyucular siyasi partilere keşke ideolojik baksalar ve ne demek istediğimi daha iyi anlatabilsem...
CHP’de yeni yönetim, sosyal demokrat uygulama projelerini açıkladı ve bir kereye özgü paralı askerlik uygulaması hariç, hepsinin altına imzamı atarım, iktidar olduğunda uygulayıp uygulamayacağını da dikkatle izler ve değerlendirmelerimi yazarım.
Aday adaylarına gelince...
Milletvekili Ahmet Küçük, siyaseti meslek edindiği ve onurla yaptığımız gazeteciliği kayıtdışı biçimde 100'er lira dağıtarak desteklenecek birer araç gördüğü için...
Listede adı olsun, CHP’ye oy veremem. Meslek onuru için veremem, Bigalı olduğum için veremem. Adaylığı bıraksın, mesleğimizden özür dilesin, eski ağabeyliğime döneyim.
Şükrü Kemerli ile kişisel olarak hısımım. Kendisini severim de. Üç dönem Biga’da Belediye Başkanlığı yaptı. Son dönemine tanığım ve eleştirdim de. Beklendiği gibi seçimi yitirdi. Sonra milletvekilliğine soyundu, aday gösterilmedi. Bugün yine aday adayı. Herkes gibi aday olmak hakkıdır, saygı duyarım. Yenilmiş adaylar CHP’yi iktidar yapamaz. Vekil olsa yararı olmaz.
Ali Sarıbaş için de aynı görüşteyim.
İsmail Ağa’yı ise, Mustafa Sarıgül’ün CHP’ye geri dönmesini oylayarak reddeden parti meclisine havale etmeyi uygun buluyorum.
CHP Çanakkale il merkezinde, Gelibolu, Ezine ve Bayramiç’de güçlü. Biga, Çan ve Yenice’de ise zayıf. Liste başına güçlü ilçelerden aday yakışıyor. Eski il başkanı Serdar Soydan önde görünüyor ve bence denenebilir.
İlgimi çeken ikinci isim Yeniceli aday adayı Mustafa Ege. Olumlu izlenim edindim.
İsmail Özay emekliliğin tadını çıkarmalı ve ağabeylik yapmalıydı.
Fikriye Kızılkeçili, benim de önemsediğim “kadın aday” fikri için hayli yetersiz bir isim.
Ve... Cengiz Demirel.
(Ben bu yazıyı Biga'da yayınlanan haftalık Bigazete için yazdığım ve yayınlandığında henüz adaylığını açıklamamış olan)
Aylar önce, "CHP önseçim yaparsa, son dakika adaylarına asla güvenmem, güvenmeyin derim" diye yazmıştım. Ne kadar nitelikli bir yeminli mali müşavir olursa olsun, kimlerin "abi" si olursa olsun, siyaset etiğine aykırı davranmış bir isimdir. Önermem.
Neden Emin Doğan?
CHP’de iktidar olma hedefi varsa; listenin ikinci sırası için aday bizce bir tanedir, o da Emin Doğan’dır. Ne dediğini merak eden herkes öğrenebilir, çünkü ne dediğini belgeleyen, bir kitapçık halinde halkla paylaşan Çanakkale’deki ilk milletvekili aday adayı o. Yalnızca CHP’liler değil, bence herkes dikkatli okuyup anlamaya çalışmalı ve tartışmalı. CHP’nin yeni siyaset anlayışı bu!
Emin Doğan’ı CHP’de liste ikincisi olarak gördüğümde, içim rahat oyumu CHP’ye veririm. Seçilirse Biga kazanır, Çanakkale kazanır, CHP kazanır. Bunu bilerek zamanında yazıyorum.
Milletvekilliği yapmaya başladıktan bir süre sonra da, yalnızca okuyucu teşekkürlerinden; Bigalı, Çanakkaleli olarak payıma düşeni beklerim.