Evet, 28 Şubat Türkiye’nin tarihinde kara bir leke. Bizler o günleri yaşayan nesil olarak Türkiye’de yaşanan darbelerden ders ve ibret alınması gerektiğini dile getirmeye, yaptığımız araştırmalarla tarihe ışık tutmaya çalışıyoruz.
28 Şubat’ın mağduru Prof. Dr. Erbakan ile yaptığımız söyleşinin ikinci bölümünü bugün sizlerle paylaşmak istiyorum.
Prof. Dr. Erbakan’a, 9 saatlik milli güvenlik kurulunda neler yaşandığını sorduğumda kısa bir sure duraklayıp adeta o günleri yeniden yaşıyor gibiydi.  Kurulda   ilk sözü askerler aldı. Askeri kanat daha önce   ayrı ayrı konuşuyor ve  kuvvet komutanları görüşlerini  ayrı ayrı açıklıyordu. Bu kez farklı davrandılar.
Askerler  Biz  karar aldık,  bu toplantıda   Genel Kurmay adına  tek bir kişi konuşacak ve  bu konuşma  genel kurmayın görüşü olacak denildi.   O zaman  Genel kurmay istihbarat  başkanı olan  Çetin Doğan paşa söz alıp  tam 5 saat konuşma yaparak  sözde irtica tehlikesi  ile  ilgili görüşlerini açıkladı.   Kurul bildirisinin acilen imzalanarak Hükümet tarafından  uygulanmasını istediler. 5 saatlik konuşmayı sakin bir havada dikkatle  dinledim.  5 saat sonra Kapıda duran Askeri yaveri yanıma çağırıp Demirel’in önünde duran Anayasa kitapçığını istedim ve kitapçığı elime aldığımda  şunları söyledim.
Neden Anayasa’nın birinci maddesini okuyor musunuz?
Söz sırası bana gelmişti .  Tansu Çiller ve   ekibi  beni yalnız bırakmıştı. Kurulda   adeta tek başıma kalmıştım. Söze neden Anayasanın ikinci maddesini okumuyorsunuz. Anayasanın birinci maddesinde Türkiye’nin Sosyal bir hukuk devleti olduğunu neden söylemiyorsunuz diye sordum. Askeri  kanadın şikayetine tek tek cevap verdim. Tam 4 saat konuşma yaparak  Askerlere cevap verdim.  Başbakan  yardımcısı  Tansu Çiller, Milli  Savunma bakanı Turan Tayan ve İçişleri bakanı  Meral Akşener  hiç konuşma yapmadılar.Yalnız olmama rağmen   2 parti  koalisyon   hükumeti  değil de,  tek başına iktidar gibi   hükumeti savundum. Alınan  kararların Tavsiye kararı olduğunu  bu karanın uygulanıp uygulanmamasına  hükumetin karar  vereceğini açıkladım.
 
Demirel askerleri destekledi
Ropörtajın bu bölümünde Sayın Erbakan’a; Her fırsat da demokrasiden  söz eden,   6 kez  gidip 7 kez gelmekle öğünen  Cumhurbaşkanı Demirel’in tutumunun ne olduğunu sordum.
 
Erbakan’ın  cevabı çok ilginçti.
 
Demirel  hiç ses çıkarmadan  askerlerin  yaptığı konuşmayı adeta  tasdik ediyordu. Hükumete ve demokrasiye  hiç sahip çıkmamıştı. Ben 28 Şubat  post modern  ABD  darbesi yüzünden istifa etmedim. Bizim  hükumet ortağımız DYP  milletvekillerine  istifa  baskısı  yapıldığı için istifa ettim. Tansu Çiller  bir gün bana gelerek,  partimden 50 milletvekili istifa  edecek hükumet düşecek,  ben bu milletvekillerini  seçimde  tümü ile  tasfiye edeceğim dedi.
 
Genel seçime gitmek şartı ile  hükumetin istifasını Demirel’e bildirme kararı aldık.290 imza ile  Demirel’e çıkıp  “Bakın sayın Demirel  siz bulun 226’yı  düşürün hükumeti diyordunuz, bende 290 milletvekilinin imzasını size getirdim. Ben istifa  ediyorum, seçime gitme şartı ile Tansu Çillerin başbakan olmasını destekliyorum dedim.”
 
Demokrasi  şampiyonu  Demirel   290 milletvekili imzasını hiçe sayarak  Hükümeti  kurma görevini Mesut Yılmaz’a verdi. Ondan sonrada yaşananlar malum.
Karadayı paşadan teşekkür
Eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan’a  28 Şubat darbesinin mimarlarından olan  Askeri kanat ile  hiç  görüşüp görüşmediğini  sordum. Aldığım  cevap çok ilginçti.
 
Bir gün Karadayı paşanın kendisine gelip  “ Sayın Başbakanım biz ilk kez sizin döneminizde   askerler olarak  çok iyi  maaş aldık.İlk kez sizin döneminizde maddi olarak rahat ettik. Biz  sizlerden şikayetçi değiliz.  Sizlere güveniyoruz.” Dedikten sora   cebinden iki ayrı  fotoğraf çıkarıp  şu  açıklamayı yaptı.
 
Fotoğraflardan birinde  Fatih Çarşambada çekilen  çarşaflı  hanımlar yer alıyordu.  Bu  fotoğrafı gösteren Karadayı  “Sayın Başbakan bizim endişemiz Türkiyenin bu duruma düşmesinden endişe ediyoruz.”  dedikten sonra   diğer fotoğrafı da gösteren  Karadayı  paşa sözlerine  şöyle  devam etti.
 
“Bakın Sayın Başbakan benim ailemden de   başı kapalı hanımlar var. Ben asker olarak babamın adına Camii bile yaptıran  bir   Genelkurmay başkanıyım. Babasının adına cami yaptıran paşa dine karşı  olmaz” dedi.
Karadayı paşaya  cevaben şunları  söyledim.
“Sayın Paşam siz fotoğraflarla  bana geleceğinizi söyleseydiniz bende  size Almanya’nın  başkenti Berlin’den  çok  sayıda  çarşaflı  hanım  fotoğrafı gösterebilirdim. Sayın paşam örtülülerden  korkmayın, onlardan devlete ve millete zarar gelmez”   diye cevap verdim.
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981