Türkiye, gerçekten çok önemli bir referanduma gidiyor. Yarın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi için sandık başına gideceğiz. Türkiye, bu referandumla parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçilmesi noktasında Halk oylaması yapılacak. 
   Hükümet ve Muhalefet arasında kıran kırana bir yarışa şahitlik yaptık. Referandumla ilgili birçok açıklamalar, konuşmalar dinledik. Yazılar yazıldı, açıklamalar yapıldı. herkes Referandumu kendi bakış açısından yorumladı. 
KARARSIZLAR AZALDI
Gerçekten müthiş bir Referandum mücadelesine şahitlik yaptık. İlk kez çok sayıda kararsız seçmenin olduğu bir dönem yaşandı. kararsızlar, Referandum sürecini yaklaştıkça, kararlarını vermeye başladılar. Yarın, sandık başına gidildiğinde oylar kullanılacak son karar verilmiş olacak. 
58 MİLYON SEÇMEN VAR
Referandumun en önemli özelliği ilk kez çok sayıda Genç seçmenin oy kullanacağı, toplam 58 Milyon seçmenin olduğu bir seçim olması. Kocaeli’de 1 Milyon 300 bin seçmen sandık başına gidecek. Bu seçmenin neredeyse yüzde 50’ye yakını,  500 binden fazla kişi Gebze bölgesinde sandık başına giderek oyunu kullanacak. 
SANDIK BAŞINA GİTMELİYİZ
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak en önemli görevlerimizden birisi sandık başına giderek vatandaşlık görevini yerine getirmektir. “Bana ne, neyime lazım” demeden mutlaka sandık başına gitmeliyiz, bir oy deyip geçmeden oyumuzu kullanmalıyız. Oyunu kullanmayanların vatandaşlık görevini yapmadığına, hatta hiçbir hususta konuşma hakkının da olmadığına inanıyorum. Mutlaka oyumuzu gidip kullanmalı, vatandaş olmanın bilinci içinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminde bir sözümüz olduğunu oyumuzla söylemeliyiz. 
  Referandum propaganda sürecinde gerçekten çok gergin, mücadeleli yarış yaşandı, keşke kırıp dökülmeseydi. Ne olursa olsun Türkiye devleti bizim devletimiz. Oyu ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bizim vatandaşımız. Keşke, Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi daha geniş çaplı uzlaşmalarla Halkın önüne getirilebilseydi, ama olmadı. Her şeyin sonu değil. Vatandaş olmanın bilinci içerisinde sandık başına gidip yarın oylarımızı kullanmalıyız, sükûnetle ve gönül huzuru içerisinde sonucu beklemeliyiz.
TARİH BOYU TÜRK DEVLETLERİ YAZI DİZİSİ
Referandum süreci içerisinde Tarih boyu kurulan 16 Türk Devletiyle ilgili de yazı dizisi hazırlayarak referandum sürecine biz de bu yazılarla katkı koyup, tarihe canlı şahitlik yaptığımız bugünlerde zamana noterlik yaptık. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bugüne Parlamenter sistemle yürütülen, yasamayla yürütmenin birlikte yönetildiği bir durumdan, yasama ve Yürütmenin ayrı ayrı seçilip yürütüleceği bir sisteme geçmek için referanduma gidiyoruz. Bu referanduma canlı şahitlik yapan bizler, yaşadığımız süreci ve bugün sandık başına gitmenin heyecanını da anılarımıza yazmalıyız. Yarın akşam sandıklar açıldığına sonuç ne olursa olsun hem Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacak, hem de Türk Milleti Misak-I Milli Hudutları içerisinde barış ve huzur içerisinde hayatını  devam ettirecek. 
  
 ---------
Babür İmparatorluğu: 1526-1858 
Babür İmparatorluğu günümüzdeki Hindistan ve çevresi üzerinde kurulmuş ve hüküm sürmüş Türk-Moğol kökenli devlet. Babür Şah tarafından 1526 yılında kurulan ve 17. yüzyılın sonu ile 18. yüzyılın başında imparatorluğun gücünün zirvesinde olduğu dönemde, Hindistan'ın büyük bölümüne hakim olan imparatorluğun nüfusunun o tarihlerde 3,2 milyon kilometre karelik bir bölge üzerinde 110 milyon ila 150 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. 
1739 yılında Nadir Şah güçleri tarafından Karnal Savaşı'nda mağlup edilen Babür İmparatorluğu, 18. yüzyılın ortalarından itibaren idari ve ekonomik olarak zayıflamaya başladı. Son imparator Bahadır Şah II'ın sadece şehir üzerinde otoritesi vardı. 1858 yılında bir isyan üzerine bölgeye müdahale eden İngiliz'lerce Babür İmparatorluğu'na son verilerek Hindistan, Büyük Britanya İmparatorluğu'na bağlanılmıştır.
DEVLETİN KURUCUSU BABÜR ŞAH KİMDİR?
Babür İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk hükümdarı. Soyu, baba tarafından Timur anne tarafından Cengiz Han'a  dayanan Babür Şah, 1519'dan itibaren Hindistan'a düzenlediği seferler sonunda bütün Kuzey Hindistan’ı kontrol altına alıp 1526’da Delhi Sultanlığı'na son vererek günümüzdeki Afganistan, Pakistan ve Hindistan'ın kuzeyini kapsayan topraklar üzerinde Babür İmparatorluğu'nu kurdu. Babür Şah, 26 Aralık 1530'da Agra'da 48 yaşında hayatını kaybetmiştir. 
----------
Osmanlı İmparatorluğu: 1299-1922 
1299-1922 yılları arasında varlığını sürdürmüş çok uluslu bir Türk devletidir. Dünya tarihinin en uzun süreli imparatorluklarından biri olan Osmanlı İmparatorluğu; Doğu Avrupa, Güneybatı Asya, Kuzey Afrika ve Atlas Okyanusu doğal sınırlarına ulaşana kadar topraklarını genişletmiştir. Devlet; dördüncü padişah olan Yıldırım Bayezid'in Timur'a esir düşmesiyle Fetret Devri'ne girmiş, 11 yıl süren taht kavgalarından sonra Mehmet Çelebi, Fetret Devri'ne son vermiştir. Fatih Sultan Mehmed İstanbul’u fethederek Doğu Roma İmparatorluğu'nu sonlandırmış, bazı tarihçilere göre bu zaferle Orta Çağ'ın sona erip Yeni Çağ'ın başlamasını sağlamıştır. Ayrıca bu fetihle beraber devlet, imparatorluğa yükselmiştir.
  I. Dünya Savaşı'nın kaybedilmesinden sonraki dönemde imzalanan antlaşmaların ardından, Anadolu'da Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde, Sevr Antlaşması ve Anadolu'nun işgaline karşı başlayan Kurtuluş Savaşı'nın zaferle sonuçlanması Osmanlı İmparatorluğu son bulmuştur. Bu gelişmeleri takiben Atatürk başkanlığındaki Büyük Millet Meclisince, 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet ilan edilmiştir. 
DEVLETİN KURUCUSU OSMAN GAZİ KİMDİR? 
Osmanlı Devleti’nin kurucusudur. Dedesi Süleyman Şah, büyükannesi Hayme Hatun, babası Ertuğrul Gazi ve annesi Halime Hanım'dır.
  1299 yılında uç beyi olmaktan çıkıp Söğüt ve Domaniç'te Osmanlı Beyliğini kurmuştur. Sonrasında bağımsızlığını ilan etmiştir.. Babası Ertuğrul Gazi Batı Anadolu’da Söğüt Ovası ile Domaniç Yaylasında yaşayan Oğuz Türkleri'nin Bozok boyunun Kayı kolundan olan büyük kalabalık bir obaya başkanlık etmekte idi. Osman Gazi onun küçük oğlu idi. Tarihçi İbn-i Kemal (ö. 1534) Tevarih-i Al-i Osman adlı eserinde Ertuğrul Bey'in Anadolu'ya (Rum'a) geldiğinde iki oğlu bulunduğunu, Söğüt'te göçebe yaşamının sürdürürken 1254'de (hicri 652'de) "aslan yapılı ay yüzlü" küçük oğlu Osman'ın doğduğunu bildirir. Halk söylentilerine göre annesi (ya da babaannesi), Hayma Ana'dır.
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981