Gebze gazetesi ve devri alem belgesel programı olarak daha önce tıp bayramı İle ilgili yazdığımız yazıların linki ve özellikle ünlü doktorlarımızdan Prof Dr Sefa Saygılının açıklamasına yer vermek istiyorum.
Cumhurbaşkanın Tıp Bayramı Konuşması
Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan, Ankara da Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 14 Mart Tıp Bayramı etkinliğinde yaptığı konuşmada, hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramı’nı şahsı, milleti adına kutladı.
Salgın döneminde sağlık sisteminin ayakta tutulması için gece gündüz gayret gösteren hekimler ile sağlık çalışanlarının tamamına şükranlarını sunan Erdoğan, aynı şekilde yerli aşı TURKOVAC’ın geliştirilmesi başta olmak üzere ülkeyi uluslararası alanda öne çıkartan pek çok başarıya imza atan hekimleri, araştırmacıları tebrik etti.
Türk kültüründe her işin başının sağlık olduğuna dikkati çeken Erdoğan, ülkede, hekim, doktor, tabip temalı binlerce türkü ve deyimin olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan’ın tıp bayramı dolayısı İle Anadolu Ajansı tarafından yapılan haberin linkini sizlerle paylaşıyoruz.
14 Mart tıp bayramı İle ilgili dağa önce gazetemizde yer alan makalelerimi sizlerle paylaşıyorum.
Doktorlar Tıp Bayramı ve Hastane ile ilgili 29 Mayıs 2021 de Gebze gazetesinde yazdığım makale
http://www.gebzegazetesi.com/m/?id=4800&t=makale
14 Mart 2022 de tıp bayramı dolayısı İle Gebze gazetesinde yazdığım makale
14 Mart Tıp bayramı İle ilgili 14 Mart 2013 de Gebze gazetesinde yazdığım yazı
14 Mart 2018 de Tıp bayramı dolayısı İle Gebze gazetesin de yazdığım makale
http://www.gebzegazetesi.com/tip-bayrami-ve-doktorlara-dusen-tarihi-gorev-makale,2264.html
Tıp Bayramı ve Doktorlara Düşen Tarihi Görev!
14 Mart Tıp bayramını kutladık. Tıp bayramı dolayısıyla doktorlarımızı bir kez daha özverili çalışmalarından dolayı kutluyor, doktorluğun çok önemli, kutsal bir görev odluğunun altını çizerek, doktorluk mesleğini ne kadar önemli olduğunun belirtiyorum.
Evet doktorluk mesleği gerçekten önemli. Tüm doktorlar Hipokrat yemini ederler. Aslında Hipokrat yemininden daha da önemlisi, doktorluğun insani ve vicdani açıdan ne kadar önemli olduğunu, kültürümüzde ne kadar değer ifade ettiğini anlamak daha önemli.
14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla bir başka acı gerçeğin altını burada çizmek, bu acı gerçeği de Türkiye’nin tanınmış çok önemli Tıp profesörlerinden Sefa Saygılı ile yaptığımız bir söyleşi ile kamuoyuna paylaşmak istiyorum. Tıp ve Doktorluk hizmetleri maalesef tam anlamıyla ticarete döndü. Kutsal bir görev olması gereken doktorluğun ticarete dökülmesi, üstelik sağlık hizmetlerinin anayasada güvence altına alışmış olmasına rağmen sağlık hizmetlerinin çok tartışmalı bir hale gelmesi, rant konularıyla konuşulur olması hem üzücü ve hem de düşündürücüdür.
ÜNLÜ TIP DOKTORU SEFA SAYGILI’DAN ÖZELEŞTİRİ
Kendilerine sağlık hizmetlerinde borçlu olduğumuz doktorlarımızla ilgili görüş beyan etmeyi haddi aşmak olarak değerlendiriyorum. Bu konu da Türkiye’nin tanınış tıp doktorlarından Prof.Dr.Sefa Saygılı ile sağlık hizmetleri ve özel hastaneler konusunda yaptığı feryadı sizlerle paylaşmak istiyorum. Ayrıca yapılan söyleşinin videosunu da izlemenizi de arzu ediyorum. https://www.youtube.com/watch?v=cfKHtFwlAiM&t=4s
PROF.DR. SEFA SAYGILI NE DEDİ?
Bugün sağlık sistemi bir Ticaret haline gelmiş durumda. Para kazanma vesilesi haline gelmiş durumda ne yazık ki. Ben varoşlara giderken, çarpık binaların arasında gösterişli binalar görüyorum ve bakıyorum özel hastane çıkıyor. Anadolunun çeşitli yerlerinde ne güzel binalar özel hastane olmuş. Burada insanlarımızı Tıp’a bağımlı hale getirmek isteyenler var. Her şeyde doktora git diyenler var. Hâlbuki ki Yüce Allah insanı mükemmel bir şekilde yaratmıştır. İnsanın bir takım şikayetleri olduğu zaman tabi ki araştıracak ama her şeyde doktora gitmek de ayrı bir rahatsızlık. Bu yüzden bu konuda yazılan Dr. Knock ve Tıbbın Zaferi kitabı çok önemli. Bu durumda ki kişiler kaleme alınmış.
Bir TV programından teklif almıştım. Sağlık programına çıkarmak istediklerini belirttiler, bende olabilir insanlara anlatmak gerekir dediler. 1000 dolar vereceksiniz dediler. Hem programa çıkıp vakit ayıracağım hem de üstüne para vereceğim. Bir çok doktor arkadaşımız ne yazık ki bu tür programlara çıkarak para kazanmak için kendilerini farklı gösterip, sıra dışı tedavi yöntemleri uyguladıklarını ifade ediyorlar. Bunlar doğru değil, çok yanlış.
KIZILAY’IN KURUCU 4 İSMİ
Kızılay’ın 4 Kurucu önemli ismi vardır. Kızılay Kurucularından Macar Abdullah bey, bir subay ve bir hekimdir. Genel Cerrah ve anestezi uzmanıdır. Ether dediğimiz maddeyi bulan kişidir. Milyonlarca hakkında atıf vardır. Osmanlı buna çok sahip çıkmıştır kendisi de Osmanlı’ya çok hizmet etmiştir. Kendisi aynı zamanda bir fosilbilimcidir. Eski eserleri, toplamış, İstanbul Üniversitesi bünyesinde müze açmıştır ve daha sonra yangında bu eserler kaybolmuştur. Türkiye’yi yurt dışında temsil etmiştir. Türkiye’ye bu kadar hizmet etmiş, bu kadar önemli izler bırakmış insana dair bir tane bile kitap olmaması çok üzücüdür. Tek kitabı kendisi hakkında ben kaleme aldım.
Kırımlı Aziz bey çok önemli bir isim. Kendisi Tıp Fakültesi mezunudur. Sadece Latince dersler gördüler. Latinceyi bizim Anadolu insanı öğrenmekte zorlandığı için çok az Türk öğrenci mezun olmuştur. Abdullah bey bitirdiği zaman Tıp dili Türkçe olsun diye kampanya başlatıp, dernek kuruyor. Bunun etkisiyle bir Türkçe Tıp Fakültesi açılıyor. Fakültenin başına dekan olarak Kırımlı Aziz bey geçiyor. İlk defa Dahiliye (İç hastalıkları) kitabı hazırladı. Osmanlıca lügat hazırlamıştır. Bunları yapan bu kişi 33 yaşında bulaşıcı bir hastalıktan vefat etti. Abdullah ve aziz beylerin mezarını ben çok araştırdım. Kaynak bulmak için uğraştım. Türk büyükleri ansiklopedisi isimli bir kitapta Edirne kapının dışarısında olduğunu gördüm. Yol genişletme çalışmalarında mezarlar kaybolmuş, biz de bunun üzerine Eyüp Defterdar cami haziresine anıt mezar yaptırdık.
Üçüncü önemli Kızılay kurucusu Ömer Lütfü Paşadır. Balkan kökenlidir, sonradan Müslüman olmuştur. Balkanlarda ki isyanların bastırılmasında önemli bir rol oynamış, beş vakit namazını kılan samimi bir Müslümandır. Onun mezarıda Eyüp camidedir. Son önemli kişi Rum kökenli Osmanlı paşalarından olan Marko Paşadır. Mezarı Çengelköy’de Rum mezarlığındadır. Bu kişi hakkında da bir kitap yok ne yazık ki ve biz hazırladık ilk kitabı da.(kaynak gebzegazetesi )