Ne kötü, bazı şeylerden hiç haberimiz olmuyor.

Ya da onlar istedikleri zaman öğrenebiliyoruz.

Mesela yeni Sağlık Bakanı'nın özel bir hastanenin eski sahibi olduğunu ve kızının halen o özel hastanenin yönetim kurulunda olduğunu çok satan gazetelerin hiçbirinde görmedim.

Kurda kuzu teslim ediliyor, haberimiz yok.

Allahtan sağlık konularındaki hassasiyeti dikkat çeken yeni yayınlanan bir muhalif gazete yazdı da öğrendik.

xxx

Benim mahallemdi orası. Oralarda büyüdüm.

Samatya'dan, Küçük Langa'dan bahsediyorum.

Çocukluğumun geçtiği yerler...

Rumlar da vardı, Ermeniler de...

O zamanlar daha gitmemişlerdi. Daha doğrusu, kaçırtmamıştık.

Bizim mahallede bir madam vardı mesela... Çıkıkçıydı.

Her zaman siyah elbiseler giyerdi.

Bir keresinde burkulan ayağımı "tedavi etmişti."

Birkaç yumurtanın akına bir paket pamuğu daldırmış, ayağıma, bileğime sarmıştı. Sonra taş gibi olmuştu. Birkaç gün sonra çıkardığında iyileşmiştim.

Meğerse bizim Samatya'da geçen Aralık ayından bu yana neler oluyormuş?

Yaşlı Ermeni kadınlar akıl almaz saldırılara uğramış.

Hatta Samatya'nın en eskilerinden Bakkal Maritsa lakaplı, 85 yaşındaki Maritsa Küçük, 28 Aralık'ta bıçaklı bir saldırıda öldürülmüş.

Aradan bir ay geçtikten sonra haberimiz oluyor. İlk kez 25 Ocak'ta Hürriyet gazetesi yazdı.

Sadece Maritsa Küçük değil, 3 yaşlı Ermeni kadın daha boğazları sıkılarak, yumruklanarak darp edildi.

Polisin Samatya sokaklarında aldığı tüm önlemlere rağmen, son olarak saldırıya uğrayan Sultan Aykar'ın gözünde ciddi görme kaybı var.

Irkçı saldırı olabilir, derin devletin parmağı olabilir, belki de polisin dediği gibi sadece bir hırsızlık vakası ya da yapısal dönüşüm rantı nedeniyle yaşlı Ermenileri kaçırtmaya çalışıyorlar.

Hiç farketmez, onlar bizim vatandaşlarımız, komşularımız...

Gidenler gitti, artık bu yaşlı kadınların kaçacak yeri yok, bizden olmuşlar... Gitseler de orada uyum sağlayamazlar.

1920 yılında Türkiye'de 300 bin Ermeni varmış. Kalsalar Ermeniler 1 milyonluk toplum olurdu şimdi... Ne yazık ki türlü baskı ve eziyetle 70 bin Ermeni kaldı şimdi...

Aynı şekilde, çok yakın bir tarih sayılabilecek 1970'te Gökçeada'da 2.571 Rum, 4.020 Türk varmış. Şimdilerde ise Rum vatandaşların sayısı 150-200'e indi. Bozcaada'da ise 1960'ta 1.350 ada sakininden yaklaşık 600 kadarı Rum’du.
Bugün ise 25 kişi kaldılar.

Bir şey daha söyleyeyim; 'İstiklal Marşı'nı Ezbere Okuma Yarışması" nda Beyoğlu ilçe birincisi olan Rum asıllı Marina Sözde'nin oturduğu apartman dairesinde geçenlerde yangın çıkmıştı.

Bu yangın vesilesiyle, anlaşıldı ki; Marina henüz 15 aylıkken Gökçeada'da ailesiyle yaşadığı evi kundaklanmış ve bu yangında 4 yaşındaki kardeşi Alexander hayatını kaybetmişti.

İşte bunu diyorum; Bırakalım bir avuç kalan şu azınlıklarımız rahat yaşasınlar. Korkmayın bir zarar gelmez onlardan...


banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981