Geçen gün bigazete.com'da bir başlık gördüm; “Çanakkale Otogarı tamam, sıra Biga'da” gibilerinden… Tam da bu yeni Otogarı kullanıp, Çanakkale'den Biga'ya gidip gelmiştim. Yolda şunu düşündüm: Türk milleti binalar, görkemli yapılar yapmaya bayılıyor. Ama insan unsurunu her zaman unutuyor. Misal; Okullar, üniversiteler yapılıyor, öğretim görevlisi, öğretmeni olmayan.

Neyse, otogarla devam edelim… Şehir dışında koca bir bina, geniş alanlar, peronlar vs. Yüklü bir harcama yapıldığı belli… Fikrimi önceden söyleyeyim: Bu otogar vatandaşa eziyet. Eskisi kentin içindeydi ve bir mahsuru yoktu. Ne trafik tıkanıyordu, ne de bir sorun yaratıyordu bana göre…

Yaz sıcağında sıkış tepiş bir otobüsle Çanakkale turu atarak otogara gittik. Dar gelirli vatandaş eskiden yürüyerek gittiği otogara, bu sefer gidiş dönüş 2.5 lira veriyor. Bari, Biga, Çan vs. ilçelere giden posta arabaları kalsaydı kent içinde. Örneğin Biga'dan sabah erken hastaneye gelenler, otogardan hastaneye, ve akşam yine dönüş için 2.5 TL otobüs parası vermek istemeyecektir, haklıdır.

Bu yeni otogardan kim kazanıyor diye sormak lazım. Vatandaşın kazanmadığı kesin. Maddi anlamda kayıpta. (Acaba Belediye ücretsiz servis düşünmez mi?)  Zaman olarak kayıpta. Eskiden 10-15 dakikada yürüyerek gittiği otogara şimdi yarım saat önceden yola çıkması lazım.  Yaz sıcağında tıkış tıkış otobüsle otogara gidiyor, konfor olarak kayıpta.

Biga'da da otogar şehir dışına taşınacak, görkemli bir bina yapılacak. Aynı şeyler yaşanacak. Biga otogarı işlemeye başlayınca, bu yazıyı Çanakkale yerine Biga koyarak yazabilirim.

Yeni işim gereği her sabah Çanakkale Kordon'dan yürüyorum. Kordon'da yenileme çalışması yapılıyor. Ama aylardır… Kış biterken başladı. Yaz sonuna kadar sürer herhalde.  Evet, Kordon güzel olacak ama bu yaz geçti. Oysa daha erken başlanabilir, daha önce bitirilebilirdi.

Sabahları inceliyorum. İki işçi kürek sallıyor, bir adam taş diziyor. Elleri belinde birkaç işçi onları izliyor. Bir iş makinası yavaş yavaş geri gidiyor, sonra birden hızlanarak ileri gidiyor. Ama bir iş yapmadan… Öyle hummalı bir çalışma, “Aman yetiştirelim, gecikmeyelim” havası yok. İnsan hızlı hızlı çalışan bir işçi kalabalığı, onlarca iş makinası, gece projektörlerle aydınlanma yapılarak çalışmaların devam ettiğini görmek istiyor. Şimdiye kadar Kordon'un Lodos Çay Bahçesi ile Orduevi arasındaki bölümü bitti. Daha çok iş var. Çanakkaleli daha çok sıkılacak, eziyet çekecek.

Biga'da da aynı durum var. Tam yaz geldi, Biga'ya yazlıkçılar vs. gelmeye başladı, otogarın çevresinde yol yapımı başladı. Parke taş döşeniyor. Artık nereden alınıyor, niçin gerek duyuldu o da ayrı mesele… Seçim zamanı toz toprak içinde geçti. Neyse, galiba pek aldıran da yok bu konulara…

Geçen hafta sonu İstanbul'dan arkadaşlar geldi. Truva ve Şehitlik gezileri yaptık. Her şey çok iyiydi. Şehitlik'te yollar, anıtların çevresi, temizlik vs… Diyecek hiçbir şey yok bence.

Ancak Truva ile ilgili birkaç sözüm var. Tüm dünyanın bu kadar tanıdığı, gözlerin üzerinde olduğu Truva antik kentinin daha görkemli, bakımlı, olması gerekiyor. Girişi, antik kenti dolaşırken… İnsan daha çok bilgi, açıklama daha fazla tarihi eser, daha çok ilgili bekliyor. Daha da önemlisi daha bakımlı, daha modern bir antik kent olmalı Truva. Müze gerekiyor. Geç kalınsa da projesi tamam, başlanacak. Sonuç olarak, bu 5 bin yıllık tarihi bölgenin çok daha iyi halde olması gerekirdi.

Çanakkale Arkeoloji Müzesi'ni de gezdim. Çok etkileyici… Binlerce yıl önce insanların yaptığı çömlekler, tabaklar, kupalar, amforalar, takılar çok estetik, şiir gibi adeta…  Gümüşçay Çeşmealtı yakınlarında bulanan Polyksena Lahdi de çok güzeldi. 2000 yıl önce bulunmuş ama bugün yapılmış gibi temiz ve hasarsız. Bu lahit, Anadolu'da, bugüne kadar bulunan ve figürsel anlatımlı kabartmaların bulunduğu lahitlerin en erken örneği. Bu kabartmaları dakikalarca izledim.

Arkeoloji Müzesi'nin bahçesinde de mezar taşları, dev amforalar, lahitler vardı. Arka tarafta antik sütun parçalarına, yeni kazılardan çıkan seramik parçalarına, Osmanlıca ve Yahudice mezar taşlarına göz atarken de, ölümlü bizlerin, koca insanlık tarihinde okyanusta bir damla olduğunu düşündüm.
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981