Bu yazıda, Çizgi roman dünyasına Flash Gordon, Jungle Jim, Secret Agent X-9 gibi unutulmaz kahramanlar hediye eden Alex Raymond’un İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yarattığı Dedektif Nik ya da gerçek adıyla Rip Kirby’nin çizgi romanı üzerine konuşacağız. Fred Dickenson tarafından yazılan ve John Prentice tarafından çizilen “Dedektif Nik ve Uşak Desmond”, hem keyifli hem de zekâ dolu hikâyeleri ile bizi alışık olmadığımız naiflikteki polisiye maceraların içine sürüklemeyi başarıyor.
 
Dedektif Nik’in Kitap Olarak Basılan İlk Kapsamlı Çizgi Romanı
 
Kasım 2006’da basılan “Dedektif Nik ve Uşak Desmond” da Dedektif Nik’in kitap olarak basılan ilk kapsamlı çizgi romanı olma özelliğini taşıyor. Dedektif Nik’in birbirinden farklı tatlardaki maceralarını bir araya getiren kitapta, mücevher hırsızlarının peşinde geçen sürükleyici bir kovalamacadan tutun da vahşi doğadaki soluksuz bir mücadeleye, sinema dünyasındaki kirli oyunlardan tutun da Christopher Nolan’ın “The Prestige” (Prestij, 2006) filmini aratmayacak çarpıcılıktaki hikâyelere rastlamak mümkün.
 
Sade, Titiz ve Kolay Takip Edilen Çizimler
 
1952 yılından itibaren Dedektif Nik’in senaryolarını Fred Dickenson’a emanet eden Alex Raymond, dört yıl sonra, 1956 yılında bir araba kazasında yaşama gözlerini yummuştur. Raymond’dan sonra Dedektif Nik’e, Raymond’un asistanı olan John Prentice hayat vermiştir ve 23 Mayıs 1999 tarihinde ölünceye kadar da serinin çizerliğini sürdürmüştür. Sade, titiz ve kolay takip edilen çizimlere imza atan Prentice’nin sinematografik bir anlatım dili benimsediğini görüyoruz. Ama bunu yaparken çok nadir bir şekilde genel plan kareler kullanıyor. Çizgi romanın geneline baktığımızda, karakterlerin mimiklerini açık bir şekilde gördüğümüz yakın planlar kareler ile karşılaşıyoruz. Prentice, mekân çizimlerini geri plana atarak, sürekli olarak insan yüzlerine odaklanmamızı istiyor. Böylelikle karakterlerle çok daha kolay bir şekilde özdeşleşebiliyoruz ya da onlar hakkında daha kolay fikir yürütebiliyoruz. Bu tercih yüzünden mekân çizimleri biraz zayıf kalsa da Prentice, karakter çizimlerinde, özellikle insan yüzlerindeki oldukça detaylı çizimleri ile bu durumu telafi etmeyi de biliyor doğrusu.
 
Şiddete Karşı Bir Dedektif
 
Dedektif Nik’in maceralarını okurken fark ediyoruz ki, şiddet tamamen reddedilmese de oldukça düşük bir seviyeye indirilmiş. Polisiye bir çizgi roman için alışılmadık bir durum bu! Üstelik bu karar hikâyeye beceriksiz bir şekilde uygulanmamış. Aksine hem tatmin edici hem de ikna edici bir sonuçla karşılaştığımızı söyleyebiliriz. Yazar Fred Dickenson’un şiddete karşı tutumu ve şiddet karşısında verilen tepkileri özenle seçmesi, Dedektif Nik’i farklı ve önemli bir konuma taşıyor. Tabii ki bu da kahramanın maceralarına olumlu bir şekilde yansıyor. Evet, Dedektif Nik, kesinlikle orijinal bir karakter. Ama her macerasında karşımıza çıkan sadık yardımcısı Desmond ile birlikte Dedektif Nik, polisiye edebiyat söz konusu olduğunda akla ilk gelen karakterlerden biri olan Sherlock Holmes’u anımsatmıyor da değil. Hatta Alex Raymond’un Dedektif Nik’i yaratırken, Sherlock Holmes’tan miras kalanları, polisiye çizgi roman geleneği ile ustaca harmanlandığını söylersek daha doğru bir tespit yapmış oluruz. Zaten Dedektif Nik’i orijinal bir karakter yapan sebeplerden biri de tam olarak bu… Sözün özü “Dedektif Nik ve Uşak Desmond”; akıp giden hikâyeleri, keyifli diyalogları ve komedi ile gizemi aynı potada başarılı bir şekilde eritmesi sayesinde unutulmayacak bir deneyim sunuyor.
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981