Boyu 61 cm, ağırlığı 100 gram. Herhangi bir tuş veya tonlama deliği yok. Sadece üfleyen kişinin ritmine göre ses çıkarır. Güçlü bir ciğer ve üfleme yeteneği ister.
Adını Zulu dilindeki Vuvu sözcüğünden alır. Vuvu sözcüğü, Türkçe’de ‘gürültü’ anlamına gelir. Yüzyıllarca Afrika kabilelerin haberleşmesinde kullanıldı. Günümüzde ise Vuvuzela, Güney Afrika futbol kültürünün ayrılmaz bir parçası haline geldi.
Vuvuzela’nın insan sağlığına bazı zararları tespit edilmiş, bu zararlardan dolayı kimi yerlerde yasaklanmış.
Bir işitme cihazları üreticisi tarafından yapılan araştırma Vuvuzela’nın insan sağlığına zararlı olduğunu ortaya koymuş. Uzmanlar 85 desibelin üzerindeki bir sesin kulak sağlığına olumsuz etkiler yapabileceğine dikkat çekiyorlar. Ayrıca 100 desibel seviyesindeki bir sese 15 dakika maruz kalmak, kalıcı işitme sorunlarının oluşması için yeterli. Vuvuzela ise toplu olarak çalındığında yaklaşık 135 desibellik gürültü çıkarır.
Siyaset kurumu, sorun çözmek ve kitleleri hakkıyla temsil etmek yerine, gürültü çıkarmayı sürdürdükçe, saygınlık kazanması pek de mümkün olmaz. Halkın saygı duymadığı siyasetçi ise koltuklara kılıf olmaktan öteye gidemez.
Maalesef günümüz siyasetçileri umut vermiyor. En iyisi, vuvuzelaları alın gelin. En azından futbol izleriz.
Tartışma zemini yanlış
Biga Tabaklar Odası Başkanı, Arıtma Kooperatif Başkanı ve tabakhane esnafı taşınmaktan yana. Tek sorunları, yer sıkıntısı. Ayrıca, kokunun tek kaynağı da tabakhaneler değil. Yeniceköy’deki hayvan damları ile yine Uzunsu deresi kıyısında yer alan işletmeler de sorumlu.
Yine de tabakhanelerin koku yaymadığını söylemek doğru değil, kimse de söylemiyor zaten. Hal böyleyken, yer sıkıntısı üzerine tartışmak daha doğru olmaz mı?
Eleştirdiklerimiz gibi olacaksak...
Biri şu abiler-ablalar düzenine ses çıkarmayacak mı? Eleştirirken, eleştirdiklerimiz gibi davranırsak, samimiyetimiz sorgulanmaz mı?