Biga’da genel seçimlerin tansiyonu çok düşük. Milletvekili adayları geziyorlar elbette ama ne söylüyorlar, çılgın mılgın projeleri var mıdır; en azından biz duymuyoruz. Genel başkanlar sağolsun...
Son dönemde iki konu var ki; özünde siyasetin odaklanması gerekiyordu. Vekil adaylarından da, siyasi partilerin yerel yöneticilerinden de ses çıkmadı.
Belki çıkmıştır bir yerlerde ama günlük 30 binlere dayanan bigazete.com ve ortalama her bir tanesini en az 15 kişinin okuduğu Bigazete’nin haberi yok.
Biga’da da Bigazete’nin beşte biri okunma oranında bir yayın organı yok. Haklı(!) olarak bazı güçler yok etmek için çok uğraştı ama rakip bile üretemediler. Oysa bilinçli eleştirilerden yararlanmak, ucuz yalakalıkla yanıltılmaktan çok daha yararlıdır.
İletişim bu nedenle önemli. Neyse...
Biz işimizi meslek ilkelerimize göre yapmayı sürdüreceğiz. Siyaset ve devlet yönetimi, yurdumda büyük ölçüde geç akıllılara terkedilince, erken akıllı olmak zorunda kalan gazetecilik; siyasetçi ve bürokratın saldırılarına da gülümsemektedir.
Karabiga’da neler oluyor?
Karabiga’da aslında hiç bir şey olduğu yok. 12 Haziran sonrası oluşacak yeni Hükümet ile birlikte nelerin olup, nelerin olamayacağını görebileceğiz.
Hoş biz bunu aylar önce yazdık.
Ayıptır söylemesi, amcaoğlu CHP’li Karabiga Belediye Meclis Üyesi, hayli sitemli bir not göndermiş. “Karabigalı’nın Sarıkaya Enerji Santrali ÇED bilgilendirme toplantısı tepkisini neden haber yapmadınız?” diyor.
Bigazete sanki Karabiga Belediyesi’nin halkla ilişkiler bülteni...
Her şeyden önce, girişimci firmayı da, ÇED sürecinin başlatıldığını da ilk kez Bigazete yazdı. Diğer tüm yatırım girişimleri gibi...
Bigazete tavrını başından beri net koydu ve okuyucusu bilir. Bigazete termik santral yatırımını gerekli görmektedir. Nükleer dışında, enerji gereksinmemizi karşılayacak tüm santral türlerine yapıcı yaklaşmaktadır.
Teferruat bundan sonrası içindir.
Yatırım yeri doğru mudur, teknolojisi, girdisi, çıktısı nasıldır; yatırımcı yatırımcı yerli midir, yöresel sosyal sorumluluklar taşır mı..?
Bigazete, yöredeki tüm kesimler için olduğu gibi, yatırımcılar için de sorun üreten değil; olası riskleri, sorunları şeffaf biçimde tartışabilme, daha iyiyi bulabilme zeminidir.
Şimdi amcaoğlu veya isterse onun sayın Belediye Başkanı şu sorulara yanıt vermeli:
1. Göreve geldikleri günden bugüne, Karabiga ile ilgili halkı bilgilendirme amaçlı bir tek basın toplantısı yapmışlar mıdır?
2. Halka açık olmak zorunda Belediye Meclis toplantısı, Alarko konuk olunca neden gazetecilere kapatılmıştır?
3. CHP Genel Başkanı uyardı. “Yerel medya ile iletişim kurun” dedi. Bigazete ile hiç bir iletişim kurmadınız, okumadınız bile. Biga’da seçmen bile olmayan bir öğrenci topluluğunu davet ettiğiniz “protesto gösteriniz” i haber verdiniz de mi izlemedik?
Eğer başka yerel yayınlarla organik ilişkiniz varsa; bunu şeffaflık içinde açıklar mısınız? Hani şu ayrıntılarını bir türlü öğrenemediğimiz belediye bütçesi detayları ile...
Gelelim “Eğitim” dersi verenlere...
Fakülte diploması bu çağda artık ne kadar değerli, inanın kuşkuluyum. Bendekilerde hukuk mu, iletişim mi yoksa iktisat mı yazıyor vallahi unuttum. Hiç işime yaramıyor! Sizinki eğitim diyordur her halde. Ya sonra...?
Mezuniyet sonrası, öğrenmeye öğrencilik döneminden daha çok zaman ayıran, gazetecilerden başka kaç meslek biliyorsunuz? Günde sayısız bilgi kaynağına bakan, izleyen, inceleyen, tartışan, her alanın uzmanlarını arayıp soran, öğrendiklerini tokuşturup, gerçeği arayan sizce kaç meslek var?
Gazeteciler bilgi yarıştırmaz, bilgi verir! Bilgiye ulaşmak mesleğimiz olduğu için, diğer tüm mesleklerden daha hızlı ahkam keseriz.
Bunun sırrı da nedir biliyor musunuz?
Öğrenmeyi öğreniriz. Fakültede öğretilmemişse, gazetecilik yaparken paşa paşa öğreniriz. Durduk mu, meslek biter!
Biga İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün Osmangazi İlköğretim Okulu’nu kapatmaya yönelik sözleri üzerine, haddini aştığını haberleştirdik ve uyardık ya... Bunun üzerine, bir kısım eğitimci diploma konuşturmaya kalktı. “Eğitimi eğitimcilere bırakın” diyor.
Hangi eğitimciye?
Memura mı, sözleşmeliye mi, ücretliye mi?
KPSS garabetine boyun eğenlere mi?
Padişah’ın zorladığı sözde sarı sendikaya kuzu kuzu doluşmuşlara mı?
Yok! Hayvan terli! Yem yemiyor.
Hele Köy Enstitülü eğitimcileri; TÖS, İLKSEN ve TÖBDER’i görmüş, halkın vergileri ile parasız yatılı okumuş bir gazeteci için...
Öğrencilerin kompozisyon yarışmalarında dökülecek bir Milli Eğitim Müdürü ciddi sorun.
“Eğitimciyim” diyenler, beni mazur görün.
Önce “söz söyleme hakkı” için kavga verin, sonra “yazı yazma hakkı” nızı kullanın...
Söz! Gönderin Bigazete yayınlayacak...